AKSİYONER TÜRK MİLLİYETÇİLİĞİ 5 (Abdullah ALAGÖZ - Halil KONUŞKAN)

02.04.2016 20:11

Toplum canlı dinamik bir varlıktır. Dolayısıyla toplumun duyuş, düşünüş ve algılayışı da çağlara ve dünyadaki hareketliliğe uygun olarak değişerek gelişir. Türk milliyetçileri olarak aksiyoner bir davanın dinamik canlı değişme ve gelişmeye açık olduğunu, onu sürekli geliştirerek sadece yaşanılan döneme değil geleceğe ışık tutması gerektiğini bilmek zorundayız.

***

Ancak bu işi başarabilmek için insan ilişkileri ve toplumsal dinamikler çok iyi gözetilmeli, topluma gidecek olan sosyal düşüncenin unsurlarının aralarında ki etkileşimin çok sağlıklı bir zemine oturması gerekmektedir.

Kimse kendi içinde tutarlılığı olmayan, kendi elemanını korumayan, düşünce beraberliği olanları yoksulluğa veya kimsesizliğe mahküm etmiş bir siyasi akıma itibar etmeyecektir.

Uzun yıllar gündemden düşen, kaderiyle baş başa bırakılan bir hareket moral motivasyon olarak çöktüğü gibi nitelik özelliklerini de buna paralel olarak kaybeder.

Maddi ve manevi yönden donanımını tamamlayamamış birey ve bu bireyin mensubu olduğu kitleyi harekette geçiremezsiniz.

Kendi içinde tutarlı, davranış, eylem ve düşünce birliği olan sımsıkı bir duruş gösteren hareketler toplumun talep ettiği gücü cem ederler, bu güç mıknatıs gibi demiri, ışık gibi kelebekleri çekecektir.

Güç zalimin elindeyken tehlikedir ama alimin elinde toplumu mümbit bir tarlaya dönüştürebilir.

Türk toplumunun diğer toplumlara göre değişik özellikleri ve beklentileri olduğunu her kesim biliyor. Yabancılar da biliyor. Biz de bu durumu bilmeli ve gereğini yapmalıyız.

Olumlu veya olumsuz, doğru veya yanlış ama toplumumuzun dünyaya bakışı, toplumsal davranış kalıpları var. Bunlar çok iyi tahlil edilmeli ve bu tahlil çerçevesinde reçeteler hazırlanmalıdır.

Göçebe tabirini uygun bulmuyoruz. Göç halinde yaşayan diyelim. Sıkça göç eden bir toplumun dünyaya bakışı pratik, hızlı ve sonuç alıcıdır. Bu Türk düşüncesine de yansır. Türk düşüncesinin sesle aktarımı olan Türkçe de bu özelliği görüyoruz. Türkçe de fiiller kelimenin sonuna gelmekte ve bütün iş, oluş ve eylemleri tek bir kelime ile anlatabilmektedir.

Türk hızlı düşünür ve hızlı yaşar. Sunacağınız algıyı da buna göre belirleyeceksiniz.

Fransız yemek masasını bir şölene çevirirken Türk iyi hazırlanmış bir sofradan işi bitince kalkacaktır.

Hızlı düşünen bir toplum, hızlı yaşayan bir toplumdur. Hızlı yaşayan bir toplum ise sosyal hareketliliği yoğun olan bir toplumdur.

Şimdi toplum örneğini tek bir bireye indirelim. Çok atletik ve hareketli yerinde duramayan bir insanımızı düşünelim. Bu özelliği ona her zor durumdan kurtulma kabiliyeti kazandırır. Ama aynı zamanda bataklığa düştüğünde ise bu özelliği ona karşı bir dezavantaj haline gelecektir. Zira bataklıkta hareket ettikçe batarsınız.

İşte Türk toplumu da kötü idarecilerin elinde bataklığa düştü. Hareket ettikçe batıyor. Hareketi seven ve devamlı hareket bekleyen bir topluma birileri bataklıkta bile hareket replikleri sunarken, bizler topluma hareketin isminden hareket replikleri verip alternatif olamayacak mıyız?

Türk odaklı, Türk’ün penceresinden dünyayı algılayan, temellendiren bir bakışın temel parametrelerinden oluşan Türk milliyetçiliği düşünce sisteminin bütün alt birimleriyle hem kızıl hem de kara emperyalizme alternatif olacak ve sahte İslamcıların her asır pişirip önümüze koydukları siyasi İslamcılık ütopyalarından insanımızı kurtarmak zorundayız.

Ülkücü hareketin iktidar hedefinin önünde bulunan en büyük engel “UMUT” ve  “ALTERNATİF” olarak görülmemektir. Seçim arenasına çıkıldığında vizyona sokacağımız adayların kumaşı ile gündeme sunacağımız projeler ile toplumun çeşitli kesimlerini camiamıza kazandırılmalı, kısaca topluma alternatif sunulmalıdır. Toplum alternatif olarak gördüğü harekete oy verir. Korku üzerine değil gelecek projesi, umut üzerine siyaset yapılmalıdır. Topluma güven telkin edilmelidir. Belirli aralıklarla güven telkin eden açıklamalar yapılmalıdır. İktidar eleştirilirken, MHP’nin ne yapacağı da dile getirilmelidir.

***

Aksiyoner iddiasında bulunabilmek için gündem oluşturmak, gündem belirlemek, oluşturulan gündemi yönlendirebilmek gerekmektedir. Gündem hiç şüphesiz popüler ve magazin unsurları da içermektedir. Toplumun geneline oranla daha çok okuyan milliyetçi tabanın günlük işleri ve uğraşları yüce ideallerin yanında kıymetsiz buldukları bilinen bir durumdur.

Ne olursa olsun toplumu yönetmek iddiasında bulunan bir hareket toplumun bütün kesimlerine inebilecek bir yalınlığa da sahip olmalıdır.

Aksiyon hareketlerinin başarısında başta parti olmak üzere bütün kuruşlarında demokrasi ve şeffaflık en temel esastır.

Yıllardır Türk milliyetçilerinin gündem belirleme hususunda neredeyse etkisiz durumda kalmaları sebebiyle yapay gündemleri belirleyenler milliyetçilerin ağzına laftan oluşan sakızlar vererek onların düşünce patinajı yapmalarını ve zamanla yüce değerlerinden de uzağa düşmelerine ortam hazırlamışlardır.

Yüce değerleriniz olabilir, bu değerler günlük kolaylıklara kurban edilemeyebilir. Peki siz yüce değerlerinizi topluma nasıl tanıtacak, nasıl öğretecek ve nasıl benimseteceksiniz? Bunun yolu çerez tabir edeceğimiz mesaj yüklü düşünce kırıntılarını toplumun huzuruna çıkarmak, kendi ideallerinize hizmet eden gündemler oluşturmaktan geçmektedir.

Bu işlemi yapabildiğimiz söylenebilir mi?

Örneğin, Türkçe işyeri isimleri üzerine toplum huzurunda bir gündem oluşturabildik mi veya aynı konu da bireysel veya kurumsal dikkate değer adımlarımız olabildi mi?

***

Kısaca hırsızın çok iyi avukatlık yaptığı, mal sahibinin ise kendi malının emanetçisi görevini üstlendiğini gözlemleyebiliyoruz.

Düşünce sistematiği açısından ve tezleri açısından aksiyon olan bir hareket reaksiyoner tepkiler geliştirirken, dayandığı düşünce temelleri açısından reaksiyoner olan hareketler aksiyoner davranış, tavır ve tutum sergileyebiliyorlar.

***

Biz artık her türlü sorgulamanın zamanının geldiğini düşünüyoruz. Bu çalışmamız neticede bir deneme yazısı olup her türlü eleştiriye açıktır.

Bizler görülen aksaklıkları tarihi süreç içindeki örneklerini de hesaba katarak böylesi bir yazısı serisi hazırladık. Yapılan eleştiriler, beyin fırtınası ortamı oluşturacak, Türk milliyetçiliği düşünce sisteminin daha da olgunlaşmasını ve geleceğe ufuk açmasını sağlayacaktır.

Türk milliyetçiliği fikir sisteminin teorik yönünün daha açık-seçik ve net anlaşılması için temel parametrelerini açıklama yoluna gittik. Yine Türk milliyetçiliğinin teoride kalmaması yani toplumda karşılık bulması için nelerin yapılması gerektiğini açıklamaya çalıştık. Türk milliyetçiliğinin dinamik, değişim ve gelişime açık yönlerini izah etmeye çalıştık. Atalet hali ile Türk milliyetçiliğinin bir arada düşünülemeyeceğini, böylesi bir duruşun  Türk milliyetçiliği olamayacağını gerekçeleriyle ifade etmeye çalıştık. 

Bu düşüncelerimiz ülkücü kurumlarımızın yöneticileri, ülkücü kanaat önderleri, ülkücü aydınlar, ülkücü taksi şoförü de hülasa bütün ülkücülere yönelik olarak kaleme alınmıştır.

Yazı serimize başlamamızın ardından beş hafta geçti ve bu süreç içerisinde MHP seçim beyannamesini açıkladı. Uzun zamandır algı yönetimi konusunda tam anlamı ile başarılı olamadığını düşündüğümüz ve bu merkezde yazıya geçirdiğimiz makele nihayete ermeden MHP’nin projelerini ortaya koyduğu ve aksiyoner olmanın hakkını verdiği seçim bildirgesi yayımlandı.

Bize göre bu gelişme MHP’nin inisiyatifi ele alması ve başkalarının önüne geçmesi durumunu oluşturdu.  Bu inisiyatif seçim bildirgeleriyle sınırlı kalmamalı her zaman diliminde sürekli önde, alternatif sunan projeleriyle, umutlarıyla toplum için cazibe merkezi olan bir harekette dönüşmelidir.

Seri yazımız tamamlanmadan muradımızın bir bölümüne ulaşılması bizi fazlasıyla mutlu etmektedir.

İnşallah gerisi gelir…

Allah’a emanet olunuz.