BAĞNAZLIK MİLİTANLIĞINDAN MHP’NİN İKTİDARINA… Abdullah ALAGÖZ

03.04.2016 06:44

Bağnazlığı, militanlığı ve biati din olarak görenler ne tercihte sağlıklı hüküm verebilirler ne de toplumsal olayları analiz edebilirler. “Biz ve ötekiler” gibi baştan itibaren insanları kategorize edenler haktan, doğrudan, iyiden yana değil “biz”den yana tavır takınırlar. Dolayısıyla böyle zihniyetlerin dini değerleri ve dünya görüşleri bağnazlık militanlığı üzerinde kurulmuştur.

Gözleri görmez, kulakları duymaz, kalpleri kapalı durumdadır. Vicdan muhasebesini değil ötekileştirdiğini ekarte etmenin muhasebesini yaparlar. Hedeflerine ulaşmak için yaptıkları her türlü kepazeliği dini hüküm olarak görüp halka da öyle anlatırlar. 

Evet, böylesi çarpık zihniyetli, din cilalı bir güruhla toplumumuz karşı karşıyadır. Yanlışlarını söylersiniz onlar geçmişte başkaları da böyle yanlışlar yaptı diyerek adeta yanlışı hem de din adına doğal hak olarak gördüklerini ifade etmektedirler.

İsrafı eleştirirsiniz, onlar tevil eder, yolsuzluğu eleştirirsiniz onlar paralel yapıdan bahseder, adaletsizliği eleştirirsiniz onlar ihanetten bahseder, bölücülüğü eleştirirsiniz onlar muhalefetin PKK ile işbirliği yaptığını ifade ederler.

Psikolojide şizofrenik reaksiyonlar vardır. Kelime olarak düşüncede çatlaklık anlamına gelir. Yani beynin bir lobu ile diğer lobu arasında irtibat yoktur. Karşımızdakilerin gelen uyarıcıyla hiç alakası olmayan tepkileri de adeta bu durumu çağrıştırmaktadır.

Bağnazlık militanlığı dini bir hüviyete bürünmüşse orada sağlıklı hükümler vermek, analizler yapmak sebep- sonuç ilişkisine dayalı öngörülerde bulunmakta imkânsızdır.

Aklın kiraya verildiği, vicdanın cüzdanla ilişkilendirildiği, dini değerlerin kadrolaşmayla pekiştirildiği, debdebeli hayatın olağan karşılandığı, iktidarın emrinde bir yargının oluşması çabasına girildiği bir ülke vaat ediliyor Bunun adı da “Yeni Türkiye” yani bağnazlık militanlığına dayalı bir devlet anlayışı.

Böylesi şartlarda devletin bütün acımasız baskılarının her alanda hissedildiği bir süreçte seçime gidiyoruz…

Muhalefet partilerinin işi gerçekten çok zor, cumhurbaşkanı bir siyasi partinin genel başkanı gibi tarafsızlığını bir tarafa bırakarak taraf yani AKP’den taraf olarak parti liderleri gibi hareket etmekte, siyasi partilerle polemiğe girmekte, bürokrasiyi harekette geçirmek için nüfuzunu kullanmaktadır.

Bağnazlık militanlığı ülkeyi hızla totaliter bir anlayışa götürmektedir. Bu seçim totaliter anlayışa, bölücülüğe, bağnazlığa karşı çıkmak isteyenler için son fırsattır.  

Bu seçim, bölünmeye karşı olmaya, yolsuzluğa,  adaletsizliğe karşı çıkmak için son fırsattır.

Bu seçim, Türk milletinin egemenliğini sulandırmaya çalışanlara karşı Türk milletinin üstünlük alması için son şanstır.

Bu seçim, Hakkı savunan, batıla karşı çıkanların son şansıdır.

Bu seçim Türk milletinin mili refleksi olan MHP ile iktidara yürümenin son şansıdır.

Bu seçim Türk’ün kaderine belirleyen ihanet şebekelerine, onların ağababaları emperyal güçlere karşı çıkmak için son şanstır.

O halde “Ey Türk titre ve kendine dön!” hükmünü hayata geçirmek için 7 Haziranda bağnazlık militanlığını din olarak sunan haramzadelere karşı ve  onların eteklerinde yetişen bölücülere ile küresel güçlere karşı Türk milliyetçiliğinin son kalesi MHP ile iktidar yolunu açalım. Ne mutlu Türküm diyene!