BAŞBAKANIM ÇOK YAŞA(!) Abdullah ALAGÖZ

03.04.2016 07:01

Cumhurbaşkanlığı seçiminden çok seçimde kullanılan materyaller ve seçimde eşit olmayan şartlarda yapılan propaganda öne çıkmış durumdadır. Milli şef döneminde açık oy gizli tasnif ile o dönemin seçimi nasıl tarihe geçtiyse bugünde devletin bütün imkânlarını kullanan iktidarın, bası-yayını da satın alarak yaptığı orantısız mücadele de aynı şekilde tarihe geçecektir.

*

Başbakanın devletin gücünü arkasına alarak hamasi duygularla yalan yanlış bilgilerle toplumda farklı bir algı oluşturma çabasına maalesef basın olma özelliğini yitirmiş ve başbakanın memur sınıfı özelliğine bürünmüş olan yazar- çizer takımı da belden aşağı vurarak desteklemektedir.

*

Toplumları zor badirelerden kurtaran hep aydın sınıfı olmuştur. İçinde yaşadığımız süreçte ne yazık ki aydın olma iddiasında olan başbakanın memur sınıfı statüsüne geçen kitleler, sadece borazanlık yaparak insanımızı başbakanı seven ve sevmeyenler gibi ilkel bir kategoriye ayırdılar. Aklın, değerlerin, vicdanın devre dışı bırakıldığı başbakana şirin görünmek için bütün yolları mubah sayan bu ilkel anlayıştan pekte kurtulacağımız yok gibi görünüyor.

*

Başbakanın birbiriyle çelişen açıklamalarını görmemezlikten gelen başbakanın memur sınıfı diğer adayları toplum nezdinde küçük düşürmek için adından tutun aidiyetine kadar her konuda ahlak dışı iftiralarını sergilemeye gözümüzün içine baka baka devam edebilmektedirler.

*

Muhafazakâr bir camiadan gelen ve Allah korkusu olan insanların basit ikbal oyunları için bu kadar yozlaşabileceklerine işin doğrusu hiç ihtimal vermemiştim.

*

İçinde yaşadığımız ülke ve gelinen noktayı bilmesek yapılan propagandalarla dünyanın süper gücü olan bir ülkede yaşayacağımıza inanmaya başlayacağız. Türkiye bu zatlara göre çevresinde ve dünya da sözü geçen süper bir ülkedir. Şehirlerarası yolunu teröristler bir ay kapatıyor, elçilik görevlileri tutsak ediliyor, Ortadoğu da Türk vatandaşları gezemez hale geliyor, bağımsızlığımızın sembolü bayrak askeri alanda bile indiriliyor, sınır boyları kevgire dönmüş ve basın –yayın tek sesliliğe dönmüş durumdayken süper ülke Türkiye sloganlarıyla meydanlarda kitleleri arkalarında sürüklemeye devam ediyorlar(!)

*

Başbakanın her açıklaması bir önceki açıklamasıyla çelişirken bu yanlışları sürekli gündeme getirme imkânını da muhalefet kullanamıyor. Muhalefet partileri dâhil olmak üzere bütün muhaliflerin topluma ulaşacakları kanalları tamamen kapatılmış durumdadır. Başbakan hitap ettiği kitlelerin nabzına göre şerbet verme yöntemini devam ettirirken kendi açısından haklı gerekçeleri vardır. Algı dönüşümüyle idealindeki “yeni Türkiye’yi” oluşturmak.

*

Başbakan cumhurbaşkanı olursa neler yapacağını açık bir dil ile ifade etmektedir. Türkiye cumhuriyeti ve onun kurucuları ile hesaplaşacaktır. Bu hesaplaşma zaten başlamış durumdadır. Kahramanların yerine hainleri ikame etme çalışmalarında büyük oranda yol alınmıştır. Türk devletinin kurucu unsuru Türk milleti olmaktan çıkacaktır. Savaşta düşmanın bile dayatamadığı böylesi bir anlayışı hangi cumhurun olduğu bilinmeyen cumhurbaşkanı gerçekleştirecektir.

*

Başbakanım çok yaşa sloganları altımızdaki zeminin kaymasından sonra boş ve yanıltıcı sloganlar olduğu mutlaka anlaşılacaktır o zaman altımızdaki topraklardan ve üzerinde yaşayan Türk milletinden bir eser kalırsa tabi…

*

Türk milleti ve devletine elveda diyeceğimiz günlere doğru gidiyoruz. Şakşakçılara kanmayalım bu seçim Türk’ün Malazgirt ten sonra ya bu coğrafya da ya devam edeceği ya da egemenliğini kaybedeceği bir referanduma dönüşmüştür.

*

Başbakanın topluma vaat ettikleri Ortadoğu ütopyası kan ve gözyaşı ile sulanırken hala sahte İslamcılarımızın milletleri küçük öbeklere ayırma etnik gruplarla kaos oluşturma çabalarına Türk insanı neden prim vermeye devam ediyor sorusuna mutlaka cevap bulmak zorundayız. Türk milleti bu bizansvari oyunları mutlaka bozmak ve Anadolu’ya yeniden Türk’ün mührünü vurmak zorundadır.