BATILI GÜÇLERİN STRATEJİK ORTAĞI PKK OLDU Abdullah ALAGÖZ

03.04.2016 07:02

Ülkemiz “stratejik derinlikten” stratejik kargaşaya doğru hızla ilerlerken toplumun büyük ekseriyeti her nedense kadermiş gibi durumu seyretmekten öteye geçemiyor. Siyasi partilerimiz, sivil toplum örgütlerimiz ya sesiz ya da ses çıkaranlar George Soros zihniyetine yardım için çaba içine girmektedir.

Oysa Orta doğuda emperyal güçlerin önceden belirlenmiş planları adım adım gerçekleşmektedir. Körfez savaşıyla Kuzey Irakta yapay Kürt devletini kuranlar yarım kalmış planları için bu seferde Suriye’nin kuzeyini hedef aldılar. 

Orta doğuda Arap, Türk ve diğer insanların akan kan ve gözyaşlarına hiç ses çıkarmayan hatta kargaşayı teşvik eden batılı güçler, İsrail’e kardeş ülke Kürdistan’ı kurmak için bütün kozlarını pervasızca kullanmaktadırlar. Telafer, ve diğer Türkmen bölgeleri kan ağlarken, haftalarca direnmeye çalışırken Batılı güçler sesiz kaldılar.

 İŞİD, Erbil ve Kobani’ye doğru harekette geçince Batı dünyası hemen insan hakları çığlığı adı altında müdahaleye başladı. Batının orta doğuda kurmaya çalıştığı yeni düzeninde stratejik ortak kurulacak büyük Kürdistan’dır.  Sivil insanların dahi kalmadığı, stratejik hiçbir özelliği olmayan Kobani için bu kadar hassas olmalarının başka izahı da yoktur.

Kobani için bir yandan Türkiye günlerce yakılıp yıkılırken, talan edilirken “Batılı dostlarımızın” (!) ses çıkarmamaları diğer yandan siyasi arenada PKK’nın Kobani’ye müdahale ya da koridor açılmaması çözüm sürecinin sonunu getirir anlayışı da dikkate alındığında Batılı emperyal güçlerin stratejik ortağı Türkiye değil PKK olduğu anlaşılmaktadır.

“ABD Dışişleri Bakanı John Kerry, Kürtlerin, Suriyelilerin ve Iraklıların Türk askerini Kobani’de istemediğini söyledi.” Sözü de bize körfez savaşındaki Peşmergelerin “Türk askerini istemiyoruz.” Tepkisini hatırlatıyor.

Batılı güçlerin tasarladıkları Orta doğu’da Türkiye söz sahibi olmadığı gibi söz hakkı dahi verilmemektedir. Türkiye sadece kendilerine yardımcı olacak, lojistik destek verecek ve ihtiyaç görülürse muharip gücünü onların hedeflerini gerçekleştirmede kullanabilecek.

BOP eş başkanlığı ya da çözüm süreci gibi topluma sunulan bütün sözde reform hareketlerinin temelinde orta doğuda oluşacak yeni haritaların ve devletlerin oluşmasına en hafif tabirle hizmet etmekten öteye geçememektedir.

Peşmergelerin Kobani’ye yardım için Türkiye’nin topraklarını kullanmak istemesi ve Türkiye’nin söz vermiş olması oynanan oyunun şeklini daha da netleştirmektedir.

Diğer yandan Peşmergelerin Kobani için harekette geçmiş olması bizi hem düşündürmekte hem de kahretmektedir. Aynı şekilde Türkiye Telafer’e neden yardım yapamadı, gücü peşmergeler kadar da mı yoktu, Batılı güçler izin mi vermedi ya da Oradakilerin Türk olması hükümetin harekâta geçmesini mi engelledi Yoksa “Yeni Türkiye” Türk’ü yok etme üzerine mi inşa edilmektedir?

Türk devleti, Türkleri korumama üzerine yeni politikalar geliştirdiği hissi insanımızda kanaat halini aldı. Hiçbir sorunun cevabı oynanan kirli oyunu açıklamaya yetmeyecektir. Türk’ün ateşle imtihanını yaşamaktayız. Edilgin, korkak, vizyonsuz, hareketsiz, sevdasız tipolojiler ile bu karabasanı üzerimizden atamayacağımız anlaşılmaktadır. Allah’ım, Türk gibi düşünen, Türk gibi atik, cesaretli, vizyonlu zihniyetleri ülkenin kaderinde hâkim kıl…