BİRAZ ZİHNİ EGZERSİZ Abdullah ALAGÖZ

03.04.2016 07:09

Tek kutuplu dünyadan çok kutuplu dünyaya hızlı bir gidiş görülmektedir. Dünyanın ağırlık merkezi Batıdan doğuya, eski dünyaya yeniden geçiyor.  Önümüzdeki asırlara damgasını vuracak küresel ve bölgesel güçler şekillenme başladı.

Bizim asıl üzerinde düşündüğümüz konu, bölgesel ya da küresel güçlerden çok dağılan dünyanın yeniden toparlanma gibi birlikteliklere doğru giderken bizim yaşadığımız coğrafyada çözülmenin teşvik edilmesidir.

Dün bu coğrafyada Thomas Edward Lawrence ve ekibinin her Arap aşiretini bir millet diyerek ortaya çıkarması gibi bugünde İslam ümmeti adına ortaya çıkıp Milleti 36 etnik ayırıma tabi tutanların Lawrence’ten isim farklılığından başka ne farklar olabilir ki?

 

Dünya yeniden büyük birliktelikleri kurabilmek için hinterlandını da yanına alarak büyürken bizler küçük öbeklerle ayrışarak büyümeye karalıyız!

 

Neden dünyanın tersi bir gelişme ile karşı karşıyayız sorusunun cevabı insan profilimiz ve donanımımızda yatıyor.

 

Ütopik ama ütopya kültüründen mahrum, idealizm peşinde koşan ancak felsefi derinliği olmayan sığ yapı…

 

Toplumları tasarlamaya çalışan ancak toplum biliminden habersiz, hitabeti öne çıkaran ama analitik düşünmeyen bir kafa …

 

 

Sosyal bilimlerin temel kavramlarına, olguların ele alınış ve kullanılan yöntemlere kadar adeta bilime savaş açan arkaik kavramlarla paradigma oluşturan vülgarize ruh…

 

Fredrich Nietzsche  ile karşılaştırmak isterdim ama  bu zatların yapısı yetersiz kalıyor. Tek benzer nokta psikosomatik rahatsızlığın dimağlarını da etkilemeye başlamasıdır.

 

Bunlar hiçbir şeyi değiştirme, dönüştürme kabiliyetini gösteremezler. Sadece zihni bulandırma, bölücülüğün çıtasını yükselterek terörü azdırmaktan, toplumsal dokudaki ayrışmayı hızlandırırlar.

 

Bunların hepsi geçer. İhanet edenler mücadelede can, kan verenler hepsi milletin mahşeri vicdanında not edilmiştir.

 

Her zaman olduğu gibi kadim milletler tarihi yürüyüşünü devam ettirecektir. Mevsimlik, zamansız açan dokuyu bozan otlar, miadı dolduğu için kuruyarak yok olur. Hem doğal hayat hem de sosyal hayat yabancılaşmaya, dengesizliğe karşı homeostatis dediğimiz müthiş bir oto kontrolü sağlar.