ÇINARLAR AYAKTA ÖLUR

04.04.2016 19:32

 

Çınarlar ayakta ölür diyordu şair. Hayatı çileler, sürgünler ve işkencelerle dolu koca bir asırlık hikaye...

 

Vatanın dışında dünyaya gelme ona, Türklüğe karşı yapılmakta olan ihanet oyunlarını daha çocukluk yaşlarında görmesini sağladı. Vatan hasretini, egemenlik aşkını, bayrak sevgisinin ne olduğunu bizzat yaşadıklarıyla öğrendi.

 

Onun için diyoruz ki ;Türklüğe karşı yürütülen acımasız propagandaların arka planındaki sinsi kini, daha çocukluk yaşlarında bizzat yaşamış bunun sıkıntılarını ömür boyu çekmiş bir şahsiyettir.


Uğruna can vermeye kendini adadığı devletinden gördüğü tabutluklar, Marksist-sol ihtilal yapılanmasını engellediği için Hindistan'a sürgün ve Türklüğe savaş açanlara karşı dik duruş sergilediği için cezaevleri süreçleri...

 

Yıkılsın kahpe düzen yaşasın devlet diyordu. Bundan dolayı suçluydu. Tek suçu;  Türklüğe, İslamlığa kendini ve ülkücü hareketi karşılıksız adamaktı.

 

Bütün bu acımasız, haksız, hukuksuz ve kendi devlet yöneticilerinin uygulamalarına maruz kalan kişi efsane liderimiz cennet mekân ebedi liderimiz Alparslan TÜRKEŞ'TİR. BAŞBUĞUMUZUDUR.


Ülkücü camianın hem teorisyeni hem uygulayıcısı hem yöneticisi efsane Başbuğumuz öyle bir etki bıraktı ki ülkücülük ile Türkeşçilik aynı anlamda kullanıldı. Artık ülkücülük ya da Türkeşçilik olarak muarızlarının dahi kabul ettiği bir anlayışa dönüşmüştü. İşte! Ülkücü camia için Başbuğ böylesi bir efsane şahsiyettir.


4Nisan ülkücü camia Türk milleti ve Türk dünyası için Türk-İslam davasının, Turan ülküsünün ebedi lideri başbuğun ölüm yıl dönümüdür.


Dünya tarihinde hiçbir karşılık beklemeden kendini davasına adayan ilk grup şanlı peygamberimizin güzide ashabıdır. Belki birileri için çok iddialı bir söylem olarak görülebilir ama Ülkücü harekette asrımızın o muhteşem ruhun temsilcisidir. O ruhu kuvveden fiile çıkaran, kazandıran ve yönlendiren başbuğumuzdur.


Azmi, iradesi, geniş ufku, teşkilatçılığı ve ön önemlisi eylem adamı oluşuyla milyonların arkasında sürüklendiği bir güven abidesiydi.

 

İster iktidar ister muhalefette olsun ülkenin her konusu hakkında efsane Başbuğun sözler, duruşu herkesin hesaba katmak zorunda olduğu bir gerçekti. Bugün piyasalarda poz verenlerin sözüm ona lidercilik oynayanların ürkek, pasif, vizyonsuz duruşlar başbuğ felsefesinde kendine yer bulamazdı.

Ülkenin problemlerine günün şartlarına uygun ve Türk milliyetçiliği ideolojisi ışığında çözümler üreten, sürekli beyin fırtınası yapan anlayışın adı Türkeşçilik ya da ülkücülüktü.

Atalet hali, uyuşukluk, tembellik ya da başka hesaplar ve aynı mekânda Salı muhabbetleriyle gün doldurma Başbuğ ‘un yapısına, kişiliğine hiç sığmazdı.

Velhasıl Başbuğ, Türklük davasına uğrunda mücadele ederken ayakta, mücadele alanında yani cephede şehit olmuştur. Her ülkücünün örnek alacağı bir davranış varsa “Salı muhabbetleri” değil ayakta ölen çınarın erdemidir, çelik gibi iradesidir, düşmana karşı davudi tonda söylediği muhteşem haykırışıdır.

Başbuğum, ruhun şad mekânın cennet olsun.

Yaktığın meşale, şartlar ne olursa olsun hedefe ulaşmamızda daha da parlayarak bizlere rehber olacaktır. Bıraktığın hedefler gerçekleşene kadar ve dünya durdukça Türkün kutlu yürüyüşü serüveni devam edecektir.

 

Türk milliyetçiliği ve Turan ülküsü varlık nedenimiz olmaya ve bu uğurda her türlü engeli aşmaya kararlı olduğumuzu bir kez daha haykırıyoruz.

Kutsal dava yolunda, er meydanında mücadele içindeyken şehit düştün. Bu duruş Türk milleti yaşadıkça nesilden nesille aktarılacaktır.

Allah'ın rahmeti, bereketi ve lütfü üzerine olsun cennet mekan Başbuğum.

Şairin bir dörtlüğüne bırakalım son sözü:

 

“Neyler Kerkük’te Türkmen

Türkistan neyler onsuz

Sabır ver yüce Mevla’m

Kaldık başsız ve kolsuz”