EMPERYALİZM VE TÜRK’ÜN ERGENEKONDAN ÇIKIŞI Abdullah ALAGÖZ

03.04.2016 09:42

Milletlerin tarihi, sadece onların hafızası değil aynı zamanda toplumsal kişiliğini de vermektedir.  Milletlerin kuruluş, yükseliş ve gerileme dönemleri incelendiğinde bütün bu aşamaların nedenlerini de içinde barındırıldığı görülür.

Türk tarihi geniş bir coğrafya, farklı kültürler, medeniyetler ile karşılaşma sonucunda oluşan muazzam bir birikime sahiptir. Bugün yaşadığımız problemler,  geçmişte farklı şekillerde hep karşımıza çıkmıştır. Bu sefer diğerlerinden farklı olarak ilk kez köklü bir milletin varlığı, hâkim olduğu coğrafyalarda oluşturduğu medeniyetiyle, kültürüyle sorgulanıyor olmasıdır. Böylesi bir tarihi birikimi olan, imparatorluk bakiyesinden milli devlette geçmiş ülkemiz için aslında bu emperyal oyunlar yabancısı olduğu konular hiç değildir.

Her asırda farklı kavramlarla insanlığı sömürme yoluna giden bu acımasız kapitalist dünyanın geçmişi, medeniyeti, kurumları hep kan ve sömürü üzerine inşa edilmiştir. Kazanma arzusu, egemen olma iştahı hiçbir zaman hızını kaybetmemiştir. Çoğu zaman emperyalistler, insan hakları, demokrasi, yardımlar, destekler, krediler ve çevresel konulara duyarlılıklar şeklinde her toplumda bir şekilde karşılık bularak onu içten ele geçirme yoluna gitmişlerdir.  Her kavram bir süre sonra yıpranınca yeni kavramlarla aynı toplumları sömürmeye devam etmişlerdir. Günümüzün en popüler sömürü kavramı tartışılmaz kabul edilen Küreselleşmedir.

Küreselleşme adı altında kadim Batı emperyalistleri deforme uğramış kavramların yerine aynı işlevi gören ama halk katmanlarında hoş karşılanan bu gizemli kavramla(küreselleşme) hedeflerine ulaşmaya çalıştılar. Bu rüzgâr bizim gibi Doğu toplumlarında adeta kasırgalara dönüştü. Kuzey Afrika’da başlayan bu emperyal oyun, girdiği ülkeyi yerle bir etmekten geri kalmadı.  Bireyler özgürleşecekti, toplumlarda insan hakları alabildiğince genişleyecekti ama olmadı. Toplumlara huzur, insanlara özgürlük yerine kan ve gözyaşı getirdi.

Geçmişinde büyük bir tecrübesi olmasına rağmen ülkemiz bu klasik sömürü taktiğinden bu sefer epey zorlanacak gibi görünüyor. Küreselleşme adı altında önce toplumun dinamik kurumlarını farklı yaftalarla ekarte ettiler. Sistematik bir şekilde milletin varlığını sorgulamaya başladılar. Emperyalistler bunu ilk kez hem de kadim bir millette (Türkler) uygulamaya başladılar. Önce etnisiteler oluşturmaya başladılar sonra Türkleri etnisite seviyesine, indirgeme çalışmalarına hız verdiler.

Emperyalistler hep kulağa hoş gelen duygulara hitap eden ama içi boş kavramlarla toplumları yönlendirdiler. Şimdilerde aynı oyun tekrarlanıyor.” Kardeşlik, milli birlik, barış, anaların gözyaşı” bu kavramlardan insanım diyen hiç kimse rahatsız olamaz. Toplumları en zayıf noktalarından vurma taktiği…

Oynanan oyun böylesi masum görülen kavramlar üzerinde yürütülmektedir. Anketlerde bile barışı istiyor musunuz? Sorusu soruluyorsa, hayır! “savaş istiyorum!” diyecek kimse zaten olamaz.

Bu kirli propagandanın önüne geçmek için algı yanılmalarına neden olacak haber kaynaklarından en kısa sürede kurtulmak gerekir. Türk milletine karşı başlatılan bu emperyal oyuna dur demek ve birlik içinde MHP ile başlayan kutlu yürüyüşü sonuna kadar desteklemeliyiz. Her vatandaş imkânları ölçüsünde çevresini aydınlatma yoluna gitmelidir. Türk milletini ifade eden her sembol özellikle kullanılmalıdır. Basın –yayın alanında var olan gazete dergilerimizi okumalı, okutmalı, sosyal medyayı - ki en iyi olduğumuz alandır. –tanıtarak okuyucu kitlesi oluşturmalıyız.

Seçim sathına girilen şu günlerde MHP ile başlayacak mitingler, gösteriler ile Türk milletini içine düşürdüğü bu karanlık cendereden kurtaracak yegane güçtür. O halde seçime kadar Türk’ün yeniden Ergenekon’dan çıkışını sağlayacak bir kıvılcıma ihtiyaç vardır. Başta bütün ülkücü camia olmak üzere aziz milletimizi arkamıza alarak kutlu yürüyüşü başlatmak zorundayız.

Bir yandan bölücülük diğer yandan Türk düşmanlığı ile öne çıkan anlayışlara karşı Türk milletinin MHP ile bütünleşmesi ve iktidar kapılarının aralanması için her zamandan daha çok çalışmaya birlik içinde olmaya ihtiyaç vardır. Yapılan yanlışları şimdilik paranteze almak kaydıyla Ne mutlu Türküm diyene, Ne mutlu MHP ile iktidar olmak için gönül gönülle verene diyoruz.