MAHKEME KARARI VE ÜLKÜCÜ HAREKET ÜZERİNDE OYNANAN OYUN
Mahkeme kararına seviniyoruz oysa ülkücü hareket bunların hiçbirini hak etmemiştir. Ülkücü hareketin davasında ne kişiler ne de teşkilatlar kutsaldır. Görevini yapamamış olan, başarısız olan genel başkan ve yönetim kadrosu hiçbir gerekçe göstermeden görevini bırakmalıydı.
Benim gidersem tufan olur, birileri bize tezgah kuruyor ya da cemaat adamı gibi nitelemelerin hiçbir mantıklı izahı yoktur. Bu yaftalar aslında başarısızlığı, hezimetti örtmeye ve koltuğu sağlama almaya yönelik savunma mekanizmalarıdır.
Havuz medyası şimdiden Sayın Bahçeli ve ekibine cemaat tuzak kurmaktadır, ülkücüleri tekrar sokağa dökme çalışmaları yapılmaktadır yaygarasını koparmaya başladı bile.
Nedense havuz medyası, hükümet ve Beş tepe’nin Sayın Bahçeliyi desteklediğini düşünme ihtiyacını duymuyoruz. Birilerini cemaatçi olarak suçlayan hükümetle birlikte koro halinde saldırıya geçiyoruz ama Sayın Bahçeliyi savunan sözde çözüm sürecinin mankurtlarını görmemezlikten geliyoruz. Bu yaklaşım ülkücü tavır değildir.
Toplumda karşılığı olan bir genel başkan adayı ile MHP sadece kendi tabanını değil muhafazakâr sağ tabanı ve ulusalcı solu da arkasın alabilir. Böylesi bir dip dalga şuana kadar muhalefetsiz işi götüren ve bütün yanlışlarına, gafletlerine rağmen iktidarda kalmayı başaran AKP'nin işine yaramayacaktır.
Sayın Bahçeli'yi davayla özdeşleştiren arkadaşlarımıza sormak lazım; MHP kongresinde cemaat mi genel başkanı belirliyor ya da silah zoruyla istedikleri adayı belirleyecekler?
Oysa MHP kongresinde Sayın Bahçeli'yi seçen delegeler oy kullanacaktır. Kendi delegesine güvenmeyen, tabanını potansiyel tehlike gören, daha da ileri giderek dava arkadaşlarını cemaatçi şucu- bucu diye yaftalayan bir zihniyet ülkücü hareketin zihniyeti olabilir mİ?
Evet kongre yapılacaktır ama kazanırken kaybediyoruz. Ülkücüleri bu hale getiren, koltuk hırsını davanın önüne koyan bir yaklaşım camiamızda ülkücü hukukunun zorlamıştır.
Bütün olumsuzluklara rağmen ülkücüler delegelerine adaylarına mücadele eden bütün ülkü erlerine güvenmektedir. Ülkücülerden hain çıkmaz, olsa olsa tembel ya da başarısız çıkar.
Bu saatten sonra hem kongre çalışmalarının startı verilmelidir hem de gönül seferberliğine gidilmelidir. kaybedeceğimiz tek ülkücü olmamalıdır.
Her zaman olduğu gibi üslubumuzu ve ülkücü hukukunu en üst seviyede tutmak zorundayız.