MHP'Yİ ZİHNİYET DEĞİŞİMİ KURTARIR

03.04.2016 18:16

 

Türk milliyetçiler tarihi milletler mücadelesi olarak kabul eder dolayısıyla dayanakları, referansları ve güç aldıkları özne millettir. Cumhuriyeti kuran irade de haklı olarak “egemenlik kayıtsız şartsız milletindir” demiştir. Böylesi sağlam temel yapılardan hareketle Türk milliyetçiliği millet gerçeği üzerine inşa edilmiştir.

Türk milliyetçiliği fikir sistemi de millette dayanarak, ondan güç alarak onun arzu ve hedefleri doğrultusunda şekillenmiştir. Halka dayandığı için halkçılık ve halkın iradesini teşkilatlarında tecelli ettirdiği içinde demokrat bir özellik gösterir.

Türk milliyetçiliği, Türk milletini muasır medeniyet seviyesinin üstüne çıkarmayı, Türk-İslam coğrafyalarında başat güç olmayı amaçlayan Türk’ün aleme nizam verme ülküsüdür. Bu yönüyle de TURAN ÜLKÜSÜ özelliğini gösterir.

Türk milliyetçiliği devlet yönetiminden, sanata, edebiyattan tarihe, felsefeden eğitim ve spora kadar toplumun bütün sosyal, siyasal, ekonomik ve politik konularını bir paradigma şeklinde dünya görüşü olarak ifade eder.

Böylesi bir bakışla seçim sonuçlarını ve MHP’nin durumunu değerlendirmek zorundayız. Türk milliyetçiliği fikir sisteminin siyasi alandaki organizasyonunu MHP temsil etmektedir. Türk milliyetçileri gelişen süreçte iki büyük hata yapmışlardır.

1-Türk milliyetçiliğini MHP ile aynileştirerek Türk milliyetçiliğini sadece siyasi alana(MHP) hapsederek diğer alanların başkaları tarafından doldurulmasına neden olmuşlardır. Bu bağlamda sivil toplum örgütlenmesini gerçekleştiremedikleri gibi ticaretle uğraşan bir tüccar sınıfını dahi oluşturamamışlardır. Fikri donanıma sahip olmalarına rağmen güçlü olamadıkları için canlı ve dinamik olan sosyal ve ekonomik hayatın içine girememişlerdir.

Türk milliyetçilerinin bu başarısızlığında siyasi organizasyonları olan MHP’nin de olumsuz etkisi vardır. Her sivil toplum örgütlenmesini MHP yönetimi rakip olarak görerek bastırma, ekarte etme yoluna gitmiştir.  Bir arkadaşım kurdukları ve bugün güzide bir sivil toplum örgütlenmesine dönen yapıyla ilgili şunu anlatmıştı.”Türk milliyetçilerinin marka organizasyonlarından birinin elemanı gelip tehditkâr şekilde “siz ne yapmaya çalışıyorsunuz, bölücülük mü yapıyorsunuz” demiştir.

Böylesi bir ortamda maalesef sivil toplum örgütlenmesinde memurlarımız dışında çokta başarılı olmadık. MHP yönetimi zaman zaman Türkiye’nin ikinci büyük sivil toplum örgütüne de müdahale edebilmektedir. Hâlbuki kendisi sonuncu partiyken iktidarın bütün baskılarına rağmen ikinci organizasyon olarak ayakta durabilmiştir.

2-MHP yönetimi Türk milliyetçiliği fikir sisteminin Türk milletine dayandığını sözleriyle ifade etmelerine rağmen millet iradesinin MHP’de vücut bulmasına özellikle Sayın Bahçeli ile birlikte izin verilmediği gibi tabanın istekleri dışında sivil ve demokrat olmayan tercihler ile yapılanmalara gidildi.

Sayın Bahçeli Millette rağmen milliyetçilik, ülkücülere rağmen ülkücülük anlayışını temellendirme yoluna gitti.

Sayın Bahçeli ile birlikte Türk milliyetçiliği fikir sisteminin ve ülkücü hareketin öznesi Sayın Bahçeli olmuştur. Gelinen noktada Türk milleti ve ülkücü hareketin iradesinin olmadığı sadece sayın Bahçelinin arzu ve beklentileriyle şekillenen Sayın Bahçeli milliyetçiliği ya da ülkücülüğü öne çıktı.

Bizler burada Sayın Bahçeli düşmanlığı yapmıyoruz aynı durumu bir başka lider gelip yapsa aynı eleştiriyi yaparız. Dokuz ışık umdelerinden birinin ilimcilik olduğunu ilimde tartışılmaz dogmalara yer olmadığını düşünen her birey kabul eder. Oysa bu uygulamalarla efsane liderimiz cennet mekân başbuğumuzun kaleme aldığı dokuz ışık doktrinini de devre dışı bıraktık.

Türk milliyetçilerinin sıkıntısı lider ya da ekip değildir.  Türk milliyetçilerinin sıkıntısı, demokrat, millette dayanan, tabanın iradesinin tavana yansımasını sağlayan ve ortak akıl ile hareket edebilen bir zihniyet değişimine olan ihtiyaçtır. 

Lider arayışına giren, isimler üzerinde fikir beyan eden arkadaşlarımız bu zihniyet değişmediği sürece ikinci, üçüncü ve sonu olmayan böyle vakalarla karşılaşacağımızı unutmasınlar. Adı Sayın Bahçeli olmaz başkası olur fark etmiyor. Dolayısıyla ülkücü hareketin problemi, lider ya da lider kadrosu değil zihniyet değişimidir.

Türk milletinin iradesini ve onun siyasi organizasyonu olan MHP’yi temsil edebilmek için her şeyden önce demokrasiyi içselleştirmiş bir zihniyette ihtiyaç vardır.  Bütün teşkilatlarında demokrasiyi uygulayan, ülkücü hareketin iradesine saygı gösteren, milletle hemhal olan bir zihniyet ve onu temsil eden ülkücü modeline ihtiyaç vardır.

Kendi temsilcini seçemeyen, sevilen temsilcileri bir çırpıda atan, istemediği teşkilatların kapısına kilit vuran bir zihniyet millette değil yönetime ancak dayanır. Yönetime dayanan bir anlayış milliyetçilik değil olsa olsa şahıs sevgisi olur. 

Evet! Türk milliyetçiliği siyasi arenada S.O.S veriyor. Eğer Türk milliyetçileri zihniyet değişimi yapamazlarsa korkarım çıkış kapısında bulunan MHP bir daha o kapıdan içeri de giremez.