MİLLET DÜZENDİR, SİYASİ ÜMMETÇİLİK KAOSTUR

07.04.2016 19:48

Tarihe yön veren, devlet kuran, kültür ve medeniyetlere imza atan, muhteşem bir geçmiş ve kültürel devamlılığı olan ümmetler değil kadim milletler olmuştur. Böylesi özellikler de tarihte sadece birkaç kadim millette nasip olmuştur. Bunlardan biri belki en etkilisi Türk milletidir. Kültür ve medeniyetlerin teşekkülünde ümmetler değil milletlerin belirleyici olduğunu İslam’ın ortaya çıkışından günümüze gelişine kadar geçen süreyi şöyle bir kuş bakışı ile bakmak bile yeterliyken bizim sahte İslamcılarımız Türk düşmanlığından dolayı görememektedirler. Dini ve bilimsel alt yapısı olmayan bu arkaik düşünceyle hem ülkemizi hem de İslam dünyasını felakete sürüklediklerinin farkında bile değildirler.

 

İslam coğrafyasına bakıldığında İslam’ın doğuşundan sonra sürekli haçlı saldırısına uğrayan mazlum ve mağdur İslam dünyasını savunan, yön veren, temsil eden, girdiği coğrafyalara adalet, medeniyet ve irfanı götüren sadece Türk milleti olmuştur.

 

Uzun asırlar Viyana kapılarından Yemen çöllerine, Afrika’nın geniş coğrafyasından kırım yarım adasına kadar her yerde Türk’ün adaleti ile farklı diller, dinler ve ırklara sahip topluluklar huzur içinde yaşıyordu. Bu huzur ortamını sağlayan, denetleyen ve adaleti ile asırlarca o bölgelerde hâkim kılan milletin adı TÜRK MİLLETİ idi.      

 

Son iki asırdan beri dinden soğuduğumuz, inancımızı kaybettiğimiz ve dini eğitimden uzaklaştığımız için bu hale geldik gibi yanlış teşhis ve akabinde yanlış tedavi yöntemleriyle dünyaya nizamı götüren, uygulayan Türk milletini anatomi masasına yatırdık.  Ne yazık ki din adına Türk milletinin idam fermanını imzaladık. Allah’ın bir alameti olarak yaratılan milletlere savaş açan, bütün milletleri ümmet potasında eriten ve buna da dinin emri diyen sahte İslamcıların Türk milletiyle ilgili her türlü isim, iz ya da sembolü ortadan kaldırma arzuları devlet eliyle hızla gerçekleştirilirken diğer yandan kendileri gibi düşünenlerin orta doğuda yaptıkları barbarlığa sessiz kalamarlıda “sükût ikrardan gelir”sözünü doğrulamaktadır. Bugünün Müslümanlarının beş asır öncesinin Müslümanlarından daha az dindar olduğunu neye, hangi kriterlere göre söylenebilir?

 

Ümmet kavramı aynı inanca mensup olanların kardeşliğini ifade eder. Ümmet adı altında siyasi ümmetçilik yani toplumları küçük öbeklere bölerek aynı potada tutma gibi bir yola başvurulursa başta İslam dünyası olmak üzere Türk milletinin idam fermanını ilan etmek anlamına gelir. Böylesi bir anlayışın adı ümmet değil tıpkı komünizm gibi ütopya olur.

 

İslam dünyasının en büyük sıkıntısı milletleşememe yani aşiret kültüründen millette geçememiş olmasındandır. Orta doğuda aşiretlerin savaşı devam ediyor. Libya, Suriye ve Irak bunun en somut örnekleridir.   Milletleşemeyen bu gruplar bütün farklılıklarını (mezhep, tarikat gibi) öne çıkararak adeta birbirlerini yok etme üzerine savaşmaktadırlar.

 

Türkiye’de birilerinin ifade ettiği gibi dinden uzaklaştığımız için değil yaşadıklarımız. Eğer öyle olsaydı orta doğuda bütün gruplar tekbir getirerek baş kesmekte, türbeleri havaya uçurmakta diğer Müslümanların mallarını talan edebilmektedirler. Ortadoğu coğrafyasında savaşan bütün gruplar halifelik ve ümmet için mücadele ettiklerini savunmaktadırlar. Peki, İslam bu mudur?

 

Ülkemizdeki sahte İslamcılar Türkiye’deki milletleşme sürecini geriletmek ve orta doğu kaosuna benzetme mücadelesi vermektedirler. Kaosun hâkim olduğu bir coğrafyada milletleşme sürecini tamamladığı için ülkemiz huzur yarımadası olarak varlığını sürdürebilmektedir. Maalesef bizim sahte İslamcılar bu huzuru ülkemize çok görmektedirler.

 

İslam coğrafyasında toplumları küçük öbeklere bölerek sözde milletler oluşturan ve haçlıların saldırısına uygun hale getirmeye çalışan siyasi ümmetçilerimiz için en büyük düşman İsrail, ABD ya da Avrupa birliği değil Türk milleti ve onun devleti olmuştur. Birazcık muhakemeleri olsa Türk milletinin bıraktığı Ortadoğu coğrafyasının ne hale geldiğini de görürlerdi. Gerçi bu zavallılara sorsanız Osmanlıyı Türk kabul etmeyecek kadar tarih şuurundan da yoksundurlar.

 

Velhasıl Orta doğuyu batı yeniden tasarlarken günümüzün siyasi ümmetçileri batılılarla farklı söylemlere sahip olsalar dahi aynı noktada birleşebilmektedirler. “Bütünü parçala ve dış saldırılara uygun hale getir”  siyasetini uygulamaya koymaktadırlar.  Suriye, Irak ve Libya örnekleri birilerini hala uyandıramıyorsa ya gaflet ya da ihanet ile ruh hallerini açıklayabiliriz. Tarihten ibret alınmazsa tekerrür devam eder.