OPERASYONLARA FARKLI BİR BAKIŞ

03.04.2016 18:06

*

Ülkemiz son yıllarda kesintisiz operasyonlara maruz kaldı ve kalmaya devam ediyor. Yapılan operasyonların en belirgin özelliği bilgi kirliliğine dayanması ve asimetrik özellik taşımasıydı. Yine operasyonların bir başka özelliği de okyanus ötesi izler taşıdığı kanaatinin toplumda yaygın olmasıdır.  57. Hükümetin yıkılması süreci ile başlayan bu operasyonlar hızlanarak ve büyüyerek devam ediyor. Büyüklük derecelerinden dolayı bazılarını hiç hissetmiyoruz.

*

 Fetullah Gülen’in   ABD’ yerleşme ve okulları ile dünyaya yayılması diğer yandan  AKP liderinin başbakan olmadan  önce başlayan ABD seyahati aslında Türkiye üzerinde gerçekleşecek operasyonlara emperyalistlerin yerel milis güçlerinin değiştiği işaretlerini de veriyordu.

*

Daha önce bu görevi ordu içinde oluşturulan ve 10 yılda bir ihtilal yaparak sivil yapıyı yeniden tasarlayarak gerçekleştiren gladyo benzeri yapılarımız yerine getiriyordu. Son yıllarda dünyanın ağırlık merkezinin eski dünya dediğimiz Asya’ya kayması Çin ve Hindistan gibi önümüzdeki yüzyılı etkileyecek güçlerin sahne almaya başlaması yerli gladyomuzun içinden batıya olan güvensizliğin de ortaya çıkmasına neden oldu.

**

Nitekim o günlerde Milli güvenlik kurulu genel sekreteri -Türkiye Şanghay beşlisini düşünmelidir. -diyebiliyordu. Türk bürokratlarında ortaya çıkan algı dönüşümü ve yeni bir paradigma anlayışı Batıyı tedirgin etmekle kalmadı operasyonlara başlamasına da sebep oldu.

*

AKP ile başlayan operasyonun ilk hedefi emperyal şirketlerin en çok şikâyetçi oldukları sınırları anlamsızlaştırma ve sermayenin, ticaretin müstemleke ülkeler gibi rahat girişini sağlamaktı. Bunların olabilmesi için milli devlet ve üniter yapı ortadan kaldırılmalıydı. Okyanus ötesinden destek alan bu iki kader birliği yapmış güç(cemaat ve AKP) makyavelist bir yaklaşımla bütün milli direnç kalelerini Halaç pamuğuna çevirerek hedeflerinin ilkini (Ordu, yargı, emniyet, basın –yayın ve üniversiteleri )  gerçekleştirdiler.

*

Yerel güçlerin dünyayı okuma anlayışı ya da ABD gözüyle okuma ile milli devleti yok ederek ümmet anlayışına dayalı bir dünya tasarlama mücadelesi kader birliği yapan güçleri karşı karşıya getirmeye başladı. Mavi Marmara olayı ile başlayan kırılma okyanus ötesi ve Ortadoğu merkezli bakışların mücadelesine dönüşmeye başladı.

*

Bu iki yapının tek benzerliği ikisinin de milli olmaması ve Türklüğe savaş açmış olmalarıdır. Biri Amerikan çıkarlarına Türkiye’yi harcarken diğeri ümmet ütopyası uğruna Türklüğü feda ediyor.

*

Emperyalist güçler oluşturdukları bu kirli propaganda ürünü yapıları zaman zaman kontrol etmekte zorlanmakta olduklarını daha önce Nato için de oluşan ve bizde de uzun yıllar ihtilallarla etkisini gösteren gladyo tipi yapılardan dolayı biliyoruz.

*

ABD’in sadık gücü cemaat ile ona ters düşmeye çalışan AKP arasındaki mücadeleyi yaşıyoruz.  CHP liderinin ABD’ye davet edilmesi arkasından büyük elçisi ile yemekte buluşması, cemaatin CHP’ye kitle iletişim araçlarıyla destek vermeye başlaması önümüzdeki dönemde ABD’nin idealindeki yapının cemaat + CHP ve AKP’den kopacak grupla bir hükümette doğru evirildiğini göstermektedir.

*

Katıksız ABD destekçiliğine soyunan cemaat ile Türkiye’yi hızla Ortadoğu bataklığına götürmeye çalışan AKP, ülkenin varlığı için birer tehdit durumuna geçmişlerdir. Bu iki yapının ne millilik ne bu coğrafya referanslı olmadıklarını anlamak ve her ikisine de aynı mesafede olmak zorundayız.

*

ABD ambargosunu delmek ve ülke menfaatlerini öne çıkarmak için dost –ahbap zümrelere yolsuzluk yapma hakkını hükümet vermemeliydi. Yapılan, yolsuzluktur, hırsızlıktır, yetimin, kimsesizin, fakirin hakkının gaspıdır. Hükümet şuandan itibaren yolsuzluk içinde boğulmuştur. Bundan kurtulmak içinde sıkılmadan yasa değişikliğine giderek kendini temize çıkarma derdine düşmüştür.

*

Her olaya uygun yasa değişikliği ile bu hükümet akıllarda kalacaktır. Mit müsteşarı ile başlayan olaya uygun yasa çıkarma kesintisiz devam ediyor.

*

Bu yolsuzlukları ortaya çıkarmak ve toplumu doğru bilgilendirmek basının asli görevidir. Bunlar bahane edilerek hükümet üzerinden başka operasyonlara girişilerek ABD’ye daha sadık bir yapı oluşturma çabasının içinde olmamak gerekir. AKP hükümetinin yapılan yanlışlarını en sert şekilde eleştirelim halka mal edelim ama cemaatin hedefine ulaşmak için yaptığı karşı operasyona alet olmayalım. Unutmayalım iki yanlıştan bir doğru çıkmaz.

*

Birinin yanlışını, yolsuzluğunu, dibe vurmuş ahlaksızlığını eleştirmek için, kapalı kapılar arkasında sürekli toplumda algı dönüşümü yapmakla görevli okyanus ötesi kaynaklı ahtapotu desteklemek gibi hataya girmeye kimsenin hele milliyetçi kesimin öyle bir tercihi hiç olmamalıdır.  Bir operasyon düşünülecekse Türk operasyonu olmalı ve Türk’e göre olmalıdır.