TOPLUMSAL DEĞİŞME VE TÜRK MİLLİYETÇİLERİ

17.04.2016 17:45

 

 

 

 

Toplumlar insanlar gibi dinamik varlıklardır. Sürekli değişim ve gelişim içindedirler. Toplumsal değişme ve o değişmeyi tetikleyen unsurları kavramadan, toplumun gündemini yakalamadan toplum hakkında fikir yürütmek, beyhude bir çabadır.

*

Toplumsal değişmeyi etkileyen iç ve dış unsurları iyi kavramak gerekir. Aksi durumda sadece toplumsal değişmeyi kavramak imkansızlaşacağı gibi toplumun gündeminden kopan marjinal hareketlere dönüşme tehlikesi ile karşı karşıya da kalınabilir.

*

Toplumsal değişme yenilenmedir, farklılaşmadır, olgunlaşmadır velhasıl çağın dinamiklerini iyi okuyup ona göre dünya görüşünü temellendirmektir. Asrımız milletler asrıdır. Milli devletlerin öne çıktığı imparatorluk tortularının çatırdamaya devam ettiği bir süreç yaşıyoruz.

**

İmparatorluk, ümmetçilik ya da komünizm gibi insanları tek potada eriten anlayışların içinde yaşadığımız dünyanın toplumsal değişim ruhuna aykırı oldukları ve böylesi bir iklimde yeşeremeyecekler bir olgu olarak karşımızda durmaktadır. Yapay müdahalelere rağmen tarihin milletler mücadelesi olduğu tezi günümüzdeki olaylarla bir daha doğrulanmaktadır.

*

Türk milliyetçileri için toplumsal değişmeyi iyi okuyup ona göre politikalar belirleme var oluş gayeleridir. Cumhuriyet Türkiye’sini kuran irade, imparatorlukların tarihi misyonlarının tamamlandığını iyi kavrayamamış olsalardı belki son Türk devleti de kurulamayabilirdi.

*

Asrımız tek kutuplu dünyadan çok kutuplu dünyaya doğru hızla ilerlemektedir. Dünyanın başat gücü pasifik ötesinden eski dünya dediğimiz Asya’ya doğru kaymaya başlamıştır. Milletler milli devletlerini güçlendirirken arka bahçe dedikleri hinterlantlarını da bünyeye eklemeye başladılar. Rusya’nın Kırım ve doğu Ukrayna üzerindeki hegemonyası buna örnektir.

*

Soğuk savaş döneminin yapay haritaları yerini kalıcı ve kadim milletlerin sahneye çıkmasına zemin hazırlamıştır. İki dünya harbinin yapay bir o kadar da problemli dünyası yeniden şekillenmektedir. Kaos ile birlikte tarihi fırsatlarında öne çıktığı günler yaşamaktayız.

*

Önümüzdeki asırların dünyasının temelleri yeniden atılmaktadır. Milletler jeopolitik ve jeostratejik alanları üzerinde beyin fırtınasının ötesine geçerek yeni hamleler yapmaktadırlar.

*

Türk milleti, sıkıştığı Anadolu yarımadasından bir şeklide çıkmak-hinterlantlarıyla bütünleşmek- ve ayak bağı olan prangalardan kurtulmak zorundadır. Aksi durumda dünyadaki değişim yakalayamayacağı gibi tarihi fırsatları da kaçırabilir.

*

Büyük bir coğrafyaya yayılan Türklerin bulunduğu her alanla bütünleşmek Türk milletinin kızıl elmasıdır.  Parçadan bütüne doğru adım adım politikalar geliştirmek ve günün şartlarını iyi değerlendirip kabiliyetlerini kullanarak tarihi sorumluluğunu yerine getirmek zorundadır.

*

Asırlarca Batıya yönelen ecdadımızın tersine doğuya yönelme ve geldiğimiz coğrafyalarla bütünleşme çabası hedef haline gelmelidir. Doğuya yönelme, Batıdan vazgeçme anlamına da gelmemelidir.

*

Türk milliyetçileri bu muazzam değişim ve dönüşümün olduğu dinamik süreci çok iyi okumak zorundadır. Toplumsal değişimin gerisinde kalarak varlıklarını devam ettiremezler. Görünürdeki politikaları, teşkilatçılık anlayışları ve inanmışlık özellikleriyle bu değişimin çok gerisinde olduklarını kabul etmek zorundayız.

*

Asrımız, karizmatik liderlerin toplumu yönettiği, kitleleri harekette geçirdiği asırlara benzemiyor. Asrımız, demokratik teamüllere uygun davranan, hesap verebilen, teşkilat yapısını tabandan tavana doğru şekillendiren liderler ile ancak tarihi yürüyüşüne devam edebilir. 

*

Dünyayı iyi okuyabilmek için kitle iletişim araçlarına sahip olmak, eleştiri mekanizmasını sürekli açık tutmak yenidünyanın temel olgularıdır.

*

Türk milliyetçileri yeni bir asra doğru gidilirken dünyayı okuma anlayışlarından, öğretilerine, liderlik ve teşkilatçılık anlayışlarından toplumsal önceliklerine kadar yeniden muhakeme ve temellendirme yapmak zorundadırlar. Örneğin, bölücülük sorununu kökten çözmek için insan hakları çıtasını en üst seviyeye çıkarmak Türk milliyetçilerinin önceliği olmalıdır. İnsan haklarına dayalı bir düzen herkes için olmazsa olmazlardandır.

*

 Kuzey Irak ve Suriye Kürtleri diğer turan toplulukları gibi bütünleşmemizin hedefleri olmalıdır. Bölücülük materyallerini ortadan kaldırdığımız gün turan coğrafyasını yürüyüşümüz daha sağlıklı ve bir o kadar güçlü olur. Toplumsal değişimi iyi okumalıyız…