ÜLKÜCÜ İRADENİN ÇIKMAZLARI Abdullah ALAGÖZ

03.04.2016 06:38

Uzun süreden beri MHP yönetiminin yanlış uygulamaları sonucu ülkücü hareketin bir türlü dinamizm kazanamadığını ifade etmeye çalışıyoruz. Bir fikir partisinin en belirgin özelliği tabanıyla bütünleşmesi, tabanını arkasına alması ve tabanını zinde tutabilmek için fikri ve diğer etkinliklerle gündemde kalmasını sağlamak iken ne yazık ki MHP yönetimi böylesi bir çaba içinde bir türlü olmuyor.

Basın-yayın alanında kendi gazetesini bile okutmamak için çabalayan, ülkücülerin başbuğ döneminden beri gelenek haline getirdiği uygulamaları, etkinlikleri yasaklayan ve yerine hiçbir şey koyamayan yapısı bizleri haklı olarak farklı düşüncelere itmektedir. Bütün bunlar yetmiyormuş gibi bu atalet haline isyan eden ve aksiyon hareketi olan ülkücü hareketi tekrar eski günlerine getirme çabasına giren, görülen yanlışlıları ifade eden ülkücüleri birer birer harcayan bir MHP ile karşı karşıyayız.

MHP yönetimi kendi tabanına rağmen siyaseti yürütmekle aslında iktidara gelmek istemediğini de göstermektedir. Kendi tabanın arzularına, beklentilerine bütün kapıları kapatan, farklı düşünen kişi ya da teşkilatlara mühür vuran bir parti ülkücü hareketin temsilcisi olarak varlığını sürekli devam ettiremez!

Böylesi bir yapı haline gelen ve teşkilatların nabzını yok sayan,bütün kurullarını işlevsiz hale getiren bir yapıyı bütün ülkücüler kayıtsız şartsız destekleseler bile iktidara gelemez. Parti içinde adaleti uygulayamayan bir yapı ülkeye hukuku, adaleti nasıl getirir?

Bu ve benzeri uygulamaları bir ülkücü olarak eleştirmek muhalif olmak demek değildir. Yönetimdeki ülkücü ve muhalif ülkücü kavramları saçma ve temelsiz kavramlardır.  Bütün ülkücülerin tek hedefi vardır. Türkiye’de MHP’yi iktidar yapmak ve Turan ülküsünü gerçekleştirmek için çaba sarf etmektir.

Hal böyle iken her gün birer birer ülkücü değerleri hem de adaletsizce harcayarak MHP’yi iktidar olamayacağı  gibi ülkücü hareketin kimyasını da bozmaktan başka bir işi de başarılamayacaktır.

MHP yönetimine karşı kronik bir düşmanlığımız olmadığı gibi yaptığı ve yapacağı bütün doğru politikaları destekledik ve desteklemeye devam edeceğiz. Ancak MHP, ülkücü kıyma makinesi olmaktan çıkmalıdır. Ülkücülerin tek siyasi organizasyonu MHP’dir. O halde ülkücüleri MHP’den soğutmaya, uzaklaştırmaya kimsenin hakkı yoktur.

Ülkücü iradeye de büyük görevler düşmektedir. Konumu, statüsü ne olursa olsun her ülkücünün asli görevi davasına bağlılığıdır. Lider teşkilat ve doktrin gibi şehir efsanelerinden kurtularak kutsal davasına uygun her davranışı desteklemek ve yanlışa ise ülkücü duruşu göstermek zorundadır.

Bu eleştirilerimizle ne MHP yönetiminin tüzel kişiliğine ne de muhalif olarak adlandırılan(!) insanlara bir tepkimiz vardır. Asıl tepkimiz, kaygımız bu yanlış mantıkla davaya zarar verildiği endişesidir.

Dileğim, arzum, böylesi yanlışlardan yönetimdeki yetkililerin en kısa sürede vazgeçerek ülkücü hukuka uygun yeniden sevgiyi, vefayı ve adanmışlığı tesis edecek bir zeminin oluşturmasıdır.

Her ülkücü bizim için büyük bir değerdir. Ülkücü zihinleri parçalamaya ve inzivaya çekilmelerine sebep olmaya hiç kimsenin hakkı yoktur. Son sözümüz “Ülkümüz göklerde dalgalanan sancak,Allah’ın huzurunda eğiliriz ancak”