YENİDEN ARINMA-İNSANLAŞMA Abdullah ALAGÖZ

03.04.2016 06:33

Ülkemizde insanların ve temsil ettikleri organize dünya görüşlerinin adından çok toplum üzerinde bıraktıkları adeta zihinleri iğfal eden pisliklerinden geçilmez hale gelinmiştir. Doğruyu, gerçeği görmek adeta imkânsız hale gelmiştir. Yolsuzlukların, ihanetlerin, bölücülüğün, illegal yapılanmaların meşru düzen yerine kendi kurallarını uyguladığı, nefislerin aklın yerine geçtiği modern Alamut kalesi hayatı topluma dikte ettirilmek istenmektedir. Bu devran böyle gitmez. Mutlaka özümüze dönmek  ve kaybettiğimiz insani vasıflarımızı yeniden kazanmak zorundayız. 

*

Kutsal değerlerin serbest piyasanın metasına dönüştüğü, tasavvuf adı altında uhrevi şahsiyet diye geçinenlerin ihale uzmanlığına soyunduğu, millet adına siyasi gücü elinde bulunduranların yasama ve yargıyı etkisizleştirdiği, demokrasi yerine monokrasiyi uygulamaya başladığı karanlık günlere doğru adım adım yaklaşmaktayız.

*

Bireysel ve toplumsal organizma felç noktasına gelmiştir. "Göz var görmüyor, dil var ama hakikati söylemiyor, kulak var ama duymuyor çünkü kalpler mühürlü”

*

Toplumsal ruhumuzu, değerlerimizi ve insanlığımızı kaybetmeye başladık. Allah’ın yeryüzündeki halifesinden en alt seviyesindeki canlıya indirgendik. En büyük sıkıntımız İslam adına ortaya çıkan “sahte İslamcılar” yüzünden sadece toplum değil yüce dinimizin değerleri de yerlerde…

*

Bu kadar pisliğe bulaşmış bir zihniyetin bırakın savunduğu değerleri, toplumsal hayatımızı temsil noktasında bulunması bile insani vasıflarımızı kaybedebilme açısından tehlikeli hale gelmiştir.

*

Yeniden insanlaşma, arınma ve mutlak varlığın temsilcisi olma vasfını kazanmak zorundayız. Her zemin ve zamanda farklı konuşan, toplumsal değerlerin yerine kendi kutsanmış içi boş sözlerine toplumu inandırmak isteyen modern antropomorfistlerle doldu çevremiz.

*

Bireylerde cüz-i irade yerine bu antropomorfistlerin uygulamaları ve sözleri bağlayıcı hale gelmiştir. Bir elime güneşi bir elime ayı verseniz asla davamdan vazgeçmem taviz vermem” diyen fahri kainat Hz peygamberin o muhteşem duruşuna her zamandan daha çok insanımızın ihtiyacı vardır.

*

Gerçek âlem olarak sunulan bu antropomorfistlerin sanal âleminden kurtulmak ve gerçek âlemle yüzleşmek zorundayız. En tabii hak olan haberlerin, bilgilenmenin bile sanal hale geldiği, kirli propagandanın normal kabul edildiği bu Alamut düzenin bir şekilde ekarte edilmesi gerekir.

*

Yeniden var oluşa, insanlaşmaya, özgür iradeyle hakkı kendi irademizle tescil etme, kavrama zamanı gelmiştir. Bütün sistemlerin odak noktası insandır. İnsan tekamül ettiği oranda sistemler anlamlı hale gelir. Özgürleşme, aklımızı, irademizi ve insani vasıflarımızı yeniden hayat tarzımızın parçası haline getirmek zorundayız. Bunun için organizmamızı işgal etmiş olan bütün insani olmayan duygu, düşünce, dogma ve istekleri paranteze almak zorundayız.

*

Velhasıl yeniden arınma ve insanlaşmaya doğru giden bir süreci başlatarak hayatımızdaki antropomorfistleri düşünce dünyamızdan temizleyelim. Temizlik imandan gelir. Temizlik sadece bedensel anlamına gelmez. Zihni, ruhi ve sosyal hayatın her probleminde de temizliği esas alan bir üzene ve ideale ulaşmak dileği ile…